YATAĞINDA ŞEHİT OLANLAR
Evinde, yatağında şehit olmuş kardeşlerimin sayısı,
savaş meydanlarındakinden çok daha fazladır.
Ah bu
nazar, deveyi tencereye sokan bu nazar.
Ne
tehlikelidir biliyor musunuz?
İnsanlar
nazarı değeni dışarıda arar. Nazarlayanlar dışarıdakiler, ötekiler
değil, bilakis dostlar, arkadaşlar ve yakınlarımızdandır. Onun için Hz.
Rasûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, "ikram edin",
"sıla-i rahim [yakın akrabayı ziyaret ve ikram] yapın ki ömrünüz uzun
olsun" diye boşuna dememiş. Meğerse bu, bizlerin en çok gaflete
düştüğümüz haller değil mi ki, hepimizde bir yara ve bere eksik değildir. Nice
sevdiğimiz herşeyiyle mükemmel kardeşlerimize, böyle bir hasîdin nazarı
değmiştir. Hasîd, temiz güzel insanları dört duvar arasına sıkıştırmış,
çıkmasın diye birde üzerilerine taşlar yığdırmıştır.
Hasîd boy
vermiş, fakat hasad zamanı gelmemiş tarlayı vaktinden önce tırpanlamıştır.
Dön
dönebilirsen, git gidebilirsen.
Yazın
sıcağında dökülen terler, kışın soğuğunda sabreden titrek eller ve yorgun
umut bekleyen gözler hasîdin elinde paramparça olmuş. Bir daha telâfisi mümkün
olmayacak şekilde harap olmuştur. Birde "hata benim"
dedirtmiştir.
Zaten nazar
değen insanlara bu fikri veren de nazarın bizatihi kendisidir. İnsanı güçsüz
bırakır ki, bir daha ayağa kalkamaya.
Hz.
Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem bir mezarlıktan geçerken “Bu
mezarlıkta yatanların ekseriyeti nazardan ölmüştür” buyuruyor.
Diyorum ki,
Ya Rabbi, "nazar kaderi geçer" diyorlar, bu hükme zâtında
engel olmuyor veya olamıyor mu?
Ya Rabbî bu
nedir?
Nazar
denilen şey hangi tecellin ki, sünnetini delip geçiyor, bizi şaşkına çeviriyor.
Bu sorunun cevabını zâtın bilir. Bize bildirde bilelim. Yok mu adlî
ilâhi?
Dediler ki:
Tanrı, " Ey Musa, bana suç
etmediğin, kötü söylemediğin bir ağızla sığın, dua et" dedi.
Musa, "Bende o ağız yok deyince
Tanrı, " Başkasının ağzıyla dua et"
Başkasının ağzıyla nasıl günah
edebilirsin? Yarabbi diye başkasının ağzıyla çağır" buyurdu.
Sen de öyle muamelede bulun ki ağızlar,
gece gündüz sana dua edip dursunlar.
Günah etmediğim ağız, başkasının özürler
dileyen ağzıdır.
Mesnevi-i
Şerif,c.III, b. 180-184
Bir ağız
bul, temiz olsun.
Bir ağız
bul, senin için konuşsun.
Bir ağız
bul, senin için duâ olsun. Birde..
Tanrı " Tanrı'nın verdiği rızıktan
yiyin" dedi. Sen, buradaki rızkı ekmek sandın, hikmet olduğunu anlamadın
ha!
Tanrı'nın verdiği rızık, insan
mertebesine göre hikmettir. O rızık sonunda senin boğazında durmaz, seni
öldürüp mahvetmez!
Bu ağzını kapadın mı başka bir ağız
açılır…. o ağız sır lokmalarını yer, yutar.
Bedenini Şeytan aslanından
kurtarabilirsen Tanrı sofrasında nice nimetler yersin!
Mesnevi-i
Şerif,c.III,3745-3748
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar