YAVUZ SULTAN SELİM VE YAHUDİLER 1465-1520
Sami
AJİ ÇALAKALEM
Ölümünden neredeyse 500 yıl sonra gündeme gelmek
şansını veya belki şansızlığını yakalayan Osmanlı Devleti’nin en yavuz
sultanına, başka bir açıdan bakmaya sizi davet ediyorum.
Hayatı, savaşları, fetihleri geniş bir şekilde
incelendi. Ben de bu ünlü padişahın Sefarad Yahudileri ile olan ilişkilerinden
bahsetmek isterim.
31 Mart 1492 tarihinde, evlilikleri ile İspanya’yı tek
bir ülke olarak birleştirmiş olan Aragon’lu Ferdinand ve Kastilya’lı Isabella,
ülkelerinin birlikteliğini daha fazla pekiştirmek uğruna, meşum Elhamra
Kararnamesi’ni ilan ederler. Los Reyes Catolicos (Katolik krallar) olarak
tanınacak bu kararname ile Kral ve Kraliçe ülkelerinde oturan tüm Yahudilere
altı ay içerisinde ya din değiştirmeyi veya İspanya’yı terk etmeyi emrederler.
Ama çoğu Yahudi için din değiştirmek söz konusu bile
değildi ve gidebilecekleri bir yer arıyorlardı. İşte o sırada II. Beyazıt cesur
ve akıllı bir karar verir; Osmanlı Devleti’nin kapılarını bu kişilere açar ve
İspanya Yahudileri Endülüs’ten getirdikleri üstün kültürleri, teknik bilgi ve
becerileri ile gelirler.
20. asrın başında İstanbul’da görev yapmış ve
Hıristiyan olan bir İngiliz elçilik sekreterinin (George Young) aşağıdaki
yorumu Osmanlı’ya sığınanların getirilerini çok somut bir halde önümüze
koymaktadır:
“Mülteci Yahudiler
bilhassa, doktor, maliyeci, tercüman, top döküm ustaları ve topçu erleri olarak
uzmanlaşmışlardı. Yeni tip barutun imali (kara barut) ve hafif topların
dökülmesiyle, Osmanlı İmparatorluğu’na çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardı.
Diğer bir deyimle, dini safiyet adına İspanya’dan kovduklarımızı, Osmanlı’ya
vererek en önemli yeteneklerimizi ve silahlarımızı, Hıristiyanlığın en büyük
düşmanının ellerine teslim ettik.”(1)
Bu görüşün ne kadar doğru olduğu özellikle Yavuz
Sultan Selim’in tahta çıkmasından itibaren kanıtlanmaya başladı.
Sultan, tahta geçer geçmez, babasının
hekimi olan Josef Amon’u saray hekimbaşısı olarak atadı. Hemen ardından, başta
mali işler olmak üzere, muhtelif devlet işlerinin başına İspanya ve
Portekiz’den gelen Yahudi uzmanları getirdi. (Evliya Çelebi Yahudi kökenli
defterdar Abdül Selam Efendi’den sitayişle bahseder.) Ve bu tayinlerin
neticesi kısa zamanda alındı.
Tüm tarihçiler, Sultan Selim devrinde, özellikle
imparatorluğun mali durumunun bir daha erişilemeyecek seviyede düzeldiğini ve
Osmanlı hazinesinin bir daha görülemeyecek şekilde zenginleştiğinde
mutabıktırlar.(2)
Askeri alanda da Sefaradların katkıları bilgileri ve
buluşları etkin olmuştu. Çaldıran Savaşı’nda(3) kullanılan hafif ve yüksek
manevra kabiliyetli toplar, misket tüfekleri (arquebuse), Safevi hükümdarı Şah
İsmail’in ordusunun çok kısa zamanda dağılmasında önemli rol oynamıştı.
(Çaldıran Savaşı evveli ve sonraları Alevilerle yaşanan kanlı olaylara, konumuz
dışı olduğundan değinmeyeceğim(4).)
Merc-i Dabık Savaşı’ndan(5) bir yıl sonra yapılan
Ridaniye muharebesi(6), taktik ve stratejik bilgilerin ve yine hafif
silahların, kesin neticenin alınmasındaki rolünü açıkça ortaya koydu.
Memluk ordusu ile Osmanlı ordusu denk kuvvetlere sahiplerdi. Memluklar
Venediklilerden yeni satın aldıkları topları savaş meydanına sürmüşler ve
Selim’in ordularını bekledikleri yöne sabitlemişlerdi. Ancak Selim, o tarihte
inanılması ve yapılması imkânsız sayılan bir manevra ile Sina Çölü’nü beş günde
geçerek, Memluk ordusunu tam arkadan çevirmişti. Ve şaşkın, silah eşitliğini
kaybetmiş, Memluk ordusu birkaç saat içinde yok edilmişti.
Bu iki savaştan sonra, Suriye, Filistin, Hicaz ve
Mısır, Osmanlı hâkimiyeti altına girmiş, Mısır’a valiler atanmaya başlanmıştır.
Yavuz Selim her valinin yanına, bir nevi mali işlerden sorumlu vekil olarak,
mutlaka bir Yahudi maliyecinin tayin edilmesini şart koşmuştu. Bu gelenek ondan
sonraki hükümdarlar tarafından da sürdürüldü.
Kudüs’ü ziyaretinden sonra, o zamana kadar tüm işgalci
ülkeler tarafından sürdürülen bir yasağı da kaldırarak Yahudileri, tarihi
topraklarına yerleşmeye davet etti. (Ondan sona gelen padişahlar da bu
uygulamayı devam ettirdiler.)
Bunun neticesi olarak Tiberiade ve bilhassa Safed cemaatleri
katlanarak büyümüş ve Safed şehri Yahudilerin önemli bir dini, felsefi ve
tasavvuf merkezi haline gelmişti.
Eşi Hazfa Sultan’ın Yahudi kökeni de bu kararlarını
etkilemiş olabilir.(7) Hazfa Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi olması
ve özelikle ‘Muhteşem’ Süleyman’ın annesine gösterdiği saygı ve hürmet, her
önemli kararlarda da annesine danışması, Hazfa Sultan’ın önemini ortaya
koymakta.
Çok yaygın olarak zikredilen aşağıdaki rivayet,
Yavuz’un bakış açısını ve adalete bağlılığını açığa çıkarmakta:
“Mısır seferine çıkmadan evvel, Sultan Selim bir
Yahudi tüccardan borç almıştı. Alacaklı kişi, Padişah seferden dönmeden vefat
edince, zamanın defterdarı Sultan’a bir müzekkere sunmuş ve borcu ödemekle
artık mükellef olmadığı şeklinde bir öneri getirmişti. Bu yazıyı alan hünkâr
altına şu notu düşerek defterdara iade etmişti:
“MERHUMA RAHMET, YETİMLERİNE AFİYET, MALINA BEREKET, GAMMAZA LANET(8)”
Bu olağanüstü padişah, sıra dışı devlet adamı, bir
nevi çıban olarak nitelenen şirpençe hastalığına yakalanmasıyla, 47 yaşında
hayata veda etti. Ve oğlunun yaptırdığı, çok mütevazı Yavuz Selim Camii’nin
yanındaki türbesine gömüldü.
1 George Young: “Corps de Droit
Ottoman” (Osmanlı Hukukunun Esasları) 1905 basımı ikinci cilt s.141
2 Yine
yaygın bir rivayete göre, Yavuz, hazineyi ondan sonra geleceklerden hangisi
daha fazla doldurursa, onun mührünün kapıya konması, olmazsa sadece kendi
mührüyle kapatılmasını vasiyet etmiş… Mühür 400 yıl süre ile Sultan Selim’in
adını taşımıştır.
3 Şah İsmail, hafif topları ve
misket tüfeklerini ilk defa savaş meydanında görmüş, ünlü süvarilerinin
güçsüzlüğünü dehşet içinde seyretmiş ve süratle savaş meydanını terk etmiştir.
(23 ağustos 1514)
4 Bu konuda daha fazla bilgi edinmek
isteyenlere Lütfi Paşa’nın (Sultan Süleyman’ın kayınbiraderi ve vezirlerinden)
yazdığı “Tevarihi Al-İ Osman,adlı eserini tavsiye edebilirim.
5 24 Ağustos 1516
6 22 Ocak 1517
7 Stanford Shaw:’History of the
Ottoman Empire and Modern Turkey’(1976) cilt 1 s. 148
8 Abraham Galante: ‘Histoire des Juifs
de Turquie’ Vol.1
Kaynak:
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=87631#.Unc1RhCAmk-
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=87631#.Unc1RhCAmk-
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar