ZİBİDİLER
Prof. Dr.
Ahmed Yüksel ÖZEMRE
29.05.2005
29.05.2005
Zibidilere birkaç örnek vermek
gerekirse:
Siyâset zibidisi: seçimden
önce halkın özgürlükleri, doğal hakları, çıkarları, huzuru ve refahı için
çalışacağını vaad eden ama seçildikten sonra yalnızca kendi çıkarı, istikrârı,
huzuru ve refahı için çalışan bir dönektir.
Milletvekilliği zibidisi: milletine
hizmet edecek yerde kendisini başka bir partiye sattırmayı düşleyen bir fırsat
düşkünüdür.
İktidar zibidisi: hasbelkader
eline iktidar fırsatı geçtiğinde kendisini kuralların, yasaların ve Anayasa'nın
üstünde layuhtî (yâni aslā hatâ yapmayan) ve lâyüs'el
(yâni kendisine aslā soru sorulamayan, tenkid edilemeyen, hiç kimseye
verilecek bir hesabı olmayan, kendini Tanrı gibi) gören, ve
kendisini yerinin doldurulması mümkün olmayan bir bilge olduğuna inanan bir
ne-oldum-delisidir.
İdârecilik zibidisi: hasbelkader
işgāl ettiği makāma şeref kazandırması gerekirken bu makāmın kendisine şeref
kazandırdığını vehmeden görgüsüz bir âcizdir.
İdeoloji zibidisi: kritik
aklın süzgecinden geçiremediği için nihaî hakikat olarak algıladığı
saplantılarını herkese kabûl ettirmeğe çalışan bir delidir.
Devrim zibidisi: halkın
hayatı ve huzuruyla ilgili hangi sosyal müessese olursa olsun buradaki kurulu
düzeni bozmak için yırtınan sağduyu, iz'an, akıl, temyiz ve temkin yoksunu bir
çılgındır.
Din zibidisi: her şeyi
bid'at; herkesi mezhebsiz, kâfir ve dolayısıyla cehennemlik görür ve ilân
ederse kendisinin Cennet'lik ve hattâ evliyâ olacağını vehmeden; din ile
diyâneti temyîz edemeyen; Cenâb-ı Hakk'ın rahmetinin vüs'atini akletmekten
âciz, tahammülsüz bir meczubtur.
Diyânet zibidisi: dinin
emirlerini tebliğ edecek yerde lâdinî emirlere tâbî olan bir münâfıktır.
Tarîkat zibidisi: vehmini
İlm-i Ledün zanneden da'vâ sâhibi bir ham ervahtır.
Şeyhlik zibidisi: kendisinde
tecellî etmiş(!) "Hikmet"den(!) ötürü şer'î sorumluluklardan berî
olduğunu vehmeden bir sapıktır.
İlâhiyat zibidisi: ictihad
kapısının yalnızca kendisine açık olduğunu ve ettiği her herzenin nass gibi
kabûlünü bekleyen bir münâfıktır.
Hukuk zibidisi: adâlet
kavramından yoksun olan ve hukuku belirli bir zümrenin âdil olmayan emellerine
hizmet için kullanan aşşağılık bir uşaktır.
Kemalizm zibidisi: bu ülkenin
insanlarının huzur, karşılıklı anlayış ve biribirlerine tahammül içinde
yaşamasını kendi çıkarlarına uygun görmeyen, kendi ideolojisinden olmayanlara
Anayasa'nın tanıdığı hakları tanımayan, bu ülkenin halkını ve sermâyeyi kendi
sübjektif normlarına göre: lâik-antilâik, ilerici-gerici, devrimci-mürtecî,
kemalist-antikemalist diye fırkalara bölüp nifak tohumları eken ve bunu da
Atatürk'ün adına yapmakta olduğunu ilân eden ve üstelik bütün bunlardan maddî
menfaat sağlayabilen, Türkiye'ye has, becerikli bir bozguncudur.
Sohbet zibidisi: her konuda,
her durumda ve her konumda edecek lâfı, verecek öğütü, gösterecek yolu olan bir
bilge kişi olduğuna inanan, usanç verici bir lâf ishâline tutulmuş bir
müz'ictir.
Aydın zibidisi: milletinin
târihinin, ahlâkının, örfünün, âdetlerinin, harsının, dilinin, sanatının,
mûsıkîsinin, edebiyâtının mîrasını reddeder de bir başka milletin mânevî
değerlerine sarılıp avukatlığını yaparsa üstün insan olacağını vehmeden
anarşist bir cibilliyetsizdir.
Dernek zibidisi: bir derneğe
onun gâyesine hizmet için değil de her ne bahasına olursa olsun o derneği ele
geçirip çıkar sağlamak üzere giren bir bozguncudur.
Bürokrasi zibidisi: hangi
mertebeden memur olursa olsun, hizmetkârların hizmetkârı olması gerekirken her
işi yokuşa sürmekten marazî zevk alan tembel bir psikopattır.
"Kadın Hakları"
zibidisi: Kur'ân'da
(Nisâ/34), yalnızca, ailenin birliğine halel getirdikleri takdirde haklarında:
önce nasihat edilmesi, sonuç alınmazsa yataklarında izzet-i nefisleri kırılsın
diye yalnız bırakılması önerilmiş olan kadınlara inatlarında ısrarcı olmaları
hâlinde, ve ıslahlarına belki vesile olur diye, son çâre olarak
Allāh'ın müsaadesiyle mubah olan dayağı mâkûlesine sığdıramadığı için bütün
dine gayzını kusan, ama derslerine girmeleri önlenen başörtülü kızları ya da
"Cumartesi Anneleri"ni polislerin coplayıp sürüklemesine sevinen ya
da enazından tepkisiz kalan çifte standartlı bir münâfıktır.
Lâiklik zibidisi: Lâiklik
ilkesinin: "inanç ve ifâde özgürlüğü ve fertlerin düşüncelerine
karşılıklı tahammül" olduğunu gözardı eden; ama din dâhil bütün
normları vaz etmek hakkının yalnızca Devlet'in (ya da kendisinin) hakkı
olduğunu dayatan bir zorbadır.
Kurtarıcılık zibidisi: milletin
huzur ve refahının yalnızca kendi ideolojisine uygun olarak klônlanmış tek tip
insan üretimiyle mümkün olduğuna inanan ve bunu gerçekleştirmek için millete
her türlü dayatmayı mubah gören bir dengesizdir.
İrticâ zibidisi: İslâm'a
olan düşmanlığını "irticâ" kod adı ardında sürdürmek isteyen bir 5.
kol elemanıdır.
Eğitim zibidisi: 3. sınıf
çocuklarına "Anadolu liselerine öğrenci hazırlıyorum" hezeyânıyla 6.
sınıf müfredatı yüklü ders okutarak yılın öğretmeni seçilmesini ya da başarısız
kıldığı öğrencilerin özel ders için kapısında sıra tutmasını düşleyen bir
bozguncudur.
Tıb zibidisi: hastasını
bir insan olarak değil de önüne gelmiş bir deneme tahtası ve altın yumurtlayan
tavuk gibi gören, Hipokrat yeminini unutmuş bir fırsatçıdır.
Medya patronluğu zibidisi: 11 ay porno
resim ve yazı bastıktan, gazetesinde ya da televizyon kanalında her türlü
fuhşiyâtı mubah görüp gösterdikten sonra Ramazan köşesi yaparak bir ayda
müslümanları kafese koyacağına ve tirajını ya da "reyting"ini
doğrultucağına saf saf inanan akıl ve ahlâk fıkarâsı bir fırsatçıdır.
Köşe yazarlığı zibidisi: kendisini
dev aynasında gören, zibidiliğinin ezikliğini ve acısını hıncına hedef kıldığı
yerleşik düzenden de Devlet erkânından da bürokratlardan da dindarlardan da,
dindar ilim adamlarından da çıkardığına inanan ezik bir anarşist; ya da başkalarının
zibidiliklerine yalakalık eden bir dalkavuktur.
Sendikacılık zibidisi: elinin
altındaki sendikanın mâlî kaynakları sâyesinde kısa sürede müreffeh bir hayata
kavuşan, zaman zaman bürokrasi ve hükûmet ile gizlice anlaşıp sendikayı satan,
bazan da bunlara şantaj yapan ama gönlünde hep bakan olma hayali yatan bir
sülüktür.
Bankacılık zibidisi: sâhibi
bulunduğu bankanın fonlarını hortumlayıp yurt dışına kaçırdıktan sonra yüzsüzce
elini kolunu sallıya sallıya dolaşan bir haramzâdedir.
Babalık zibidisi: gayr-ı meşru
işleri meşru addederek kendisine ve çetesine menfaat sağlayan bir haramzâdedir.
Sanâyi zibidisi: modası
geçmiş, kalitesiz ve rizikolu ürünleri halka gagalayan, yaptığı yolsuzlukların
üstüne gidilemeyen, derin devlet tarafından korunan asalak bir haramzâdedir.
Avâmî zibidi: hakkını
aramasını bilmeyen ve başına gelen bütün sıkıntıların hep Devlet'in kusuru
olduğunu zanneden, kendisini ise sütten çıkmış kaşık gibi gören bir enâyidir.
"Sanat(!)" zibidisi: ses, nefes,
uslûb, diksiyon ve edeb yoksunluğunu gustosuz panayır elbiseleriyle
unutturabileceğini sanan bir zavallıdır.
Ekran zibidisi: dedikoduyu
sohbet, sunîliği kibarlık, cıvıklığı lâtife, yılışıklığı samimîyet, fuhşiyâtı
sanat, teşhirciliği çağdaşlık, halkın edebine ve mukaddesâtına saldırmayı
ilericilik, itliği de cesâret zanneden ve öyle göstermek isteyen bir
ibâhacıdır.
"Talkman ya da
talkwoman" zibidisi: varoşlardan gelip de yırtıklığını, şirretliğini,
edebsizliğini, görgüsüzlüğünü ve cehâletini kendisi gibilerini güldürebilmek
üzere kullanan ve bundan dolayı da yaptığı her rezâletin herkes tarafından
tasvib edilmesini taleb eden, bu gerçekleşmeyince de büsbütün şirretleşen ağzı
bozuk bir maskaradır.
Özgürlük zibidisi:
özgürlükleri yalnızca kendine yontup başkalarının özgürlüklerine zincir vurmak
isteyen bir faşisttir.
İnternet zibidisi: "yahoo.com",
"hotmail.com" vb yerlerden edindiği bir elektronik posta
adresi aracılığıyla ve sahte bir ismin arkasına saklanarak birilerine kuduz
köpekler gibi saldırma şehvetini tatmîn eden bir sapıktır.
Münekkidlik zibidisi: lise
tahsili bile olmadığı hâlde, eser sâhibi ilim adamlarına saldırırsa kendisinin
ilminin de itibârının da artacağını vehmeden kendine hayrân bir dengesizdir.
Apartman zibidisi: kendisinin
Kat Mülkiyeti Kanunu'na tâbi' olmadığını kabûl ettirmeğe çabalıyan bir
arsızdır.
Bütün zibidiler arasında en meş'umları ilim
zibidileridir. Bunların belirgin ve ayırıcı vasıfları ise sıralamakla
bitmez:
Haiz olduğu ilmin sonuçlarının
epistemolojik değerlerini ve gerçekliklerini inceden inceye sorgulamaksızın,
bunları nihaî gerçekler ve birer îman umdesi gibi kabûl eden nasîbsiz ve
temkinsiz bilim adamı: ilim zibidisi'dir.
İlmi yalnızca pozitif ilimden ibâret
sayan dargörüşlü de: ilim zibidisi'dir.
Haiz olduğu akademik unvânı,
vehimlerini ya da beklentilerini şaşmaz ilmî hakîkatlarmış gibi sunmak üzere
baskı unsuru olarak kullanan da: ilim zibidisi'dir.
Kendisinin öğrenci yetiştirmek ve
kitap yazmaktan çok daha önemli misyonları olduğunu vehmeden tembel bilim adamı
da: ilim zibidisi'dir.
Hocasından ilimce üstün olduğunu
vehmeden kibirli şâkirt de: ilim zibidisi'dir.
Yetiştirmiş olduğu öğrencilerinin
ilimde kendisini aşamıyacaklarını vehme-den kibirli bilim adamı da: ilim
zibidisi'dir.
Yetiştirmiş olduğu öğrencilerinden
kendisini ilimde aşamamış olanlarla iftihar etmesini beceremeyen bilim adamı
da: ilim zibidisi'dir.
"Bilmiyorum"
demesini beceremeyen, her soruya hazır cevabı varmış izlenimini uyandırmak
isteyen ve bunun için de ayaküstü teoriler çatan "pozcu" da:
ilim zibidisi'dir.
Akademik rütbe elde etmek için
başkalarının çalışmalarını aşırıp kendi çalışması gibi gösteren de: ilim
zibidisi'dir.
İlmini genişletmek hususundaki
tembelliğine bahâne arıyan da: ilim zibidisi'dir.
İlmini siyâsî ve mâlî ihtiraslarına
âlet eden de: ilim zibidisi'dir. (Ne yazık ki böyleleri
Türkiye'de nâdirattan değildir!)
Maddî menfaat, ikbal ve yaranmak
uğruna ilminden, ilim adamlığı haysiyetinden ve vekārından ödün veren de:
ilim zibidisi'dir.
Türkiye'de kendilerini YÖK'ün inzibat emireri addeden
akademisyenler de: ilim zibidisi'dir.
İlmî deontolojiden ve ilim
ahlâkından haberi olmayan bilim adamları ise zibidilerin zibidisi'dir;
ve ilh.....
[1]Bu yazımın
ilk versiyonu İslâm'da Aklın önemi ve Sınırı başlıklı
kitabımın s. 267-270'de
yayınlanmıştı.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar